Türk, bir ırkın adı mıdır ?

 

Son zamanlarda etnik kökenler meselesi üzerinde (ırk, millet vb.) çok kültürlü bir yapıya sahip ülke topraklarımızda hassas demeçler, beyanatlar ve konferanslar verildiğine şahit olmaktayız. Konu hakkındaki sorunumuzun; kavramları çok iyi bilmediğimizden, hissiyata, siyasi propagandaya veya ideolojilere gömülerek yorumlamalar yapıldığı ve bunların birleştirici değil bilakis ayrıştırıcı olduğu kanaatindeyim.

En son Sayın Yasin Aktay’ın Bayburt’ta yaptığı bir konuşmada ‘’ Türklüğün bir ırka indirgenemeyeceğini, aksine tarihsel olarak farklı ırkları da barındıran bir şemsiye kimlik olarak benimsenmiş olduğunu’’ köşe yazısında da belirterek konu hakkındaki düşüncelerini açıklamıştır. Şahsen bu görüşün bana göre de yanlış bir tarafı yoktur. Ancak bir ‘’ama’’ sı var. ’’Ama’’ sının ne olduğunu, bazı şahsi fikirlerimi açıkladıktan sonra yazının sonunda belirteceğim.
Evet, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan şu günlerde kavramların ya dikkatli kullanılması gerektiğini ya da kavramın gerçek manasıyla değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Tarihi süreçte ‘’Türk’’ kavramını kurduğu devletlere, uzun süreli imparatorluklarına bakarak bunu bir ırka indirgemenin gerçekten yanlış olduğunu görürüz. Kurulan bu yapılarda birçok farklı ırklardan topluluklar olmasına rağmen, anılma ve isimleme hep ‘’Türk’’ olmuştur. Kürt, Türkmen, Çerkes, Laz diye sayabileceğimiz unsurlar ırk kavramına aitken, Türk, İngiliz, Fransız, İspanyol gibi millet kavramına aittir. Bu nedenledir ki birinin Kürt olması, onun Türk olmasına mani değil. Ne diyordu cumhuriyetin kurucu felsefesi : ‘’Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın Türk ıtlak olunur.’’ O halde bizler, Türk olmayı; Kürt olmaya, Türkmen olmaya, Laz olmaya da borçluyuz. Rahmetli Ömer Lütfi Mete ağabeyimin de söylediği gibi ‘’Kimlik üstüne konuşan ateşle oynar. Ateşle oynayıp yangına yol açmamak herkesin harcı değil.’’ Tam da bu manada bugün sürekli olarak bu kavramlar üzerinde konuşanlar, çok dikkatli olmalı ve kavramları doğru kullanmalılar. Ayrıştırıcı değil, birleştirici olmak zorundadırlar. İyi niyetle söylenmiş ‘’Türk-Kürt kardeştir’’ sözü bile bana göre bir ayrıştırmadır. Çünkü; Türk-Kürt kardeş değil, bu ülkenin öz vatandaşı Kürt, bizatihi Türk’tür. Türk milliyetçiliği ırkı değil, ulusu yani milleti esas alır. Şimdi tam da bu noktada başta belirttiğim ‘’ama’’ya dönersek, Sayın Yasin Aktay’ın yaptığı açıklamaya katıldığımı söylemiştim. Yani Türk bir ırkın adı değil milletin adıdır. Peki, Sayın Aktay bu cümlenin devamı olarak bu topraklarda yaşayan bu ülke insanlarına Sayın Başbakan gibi sadece ‘’Millet’’ der geçeriz mi diyor, yoksa bu topraklarda yaşayan vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkese ‘’Türk Millet’’dir mi diyor ?

Özetle; eğmeden, bükmeden anlam saptırması yapmadan yaptığı açıklamanın sonuna ‘’Ne Mutlu Türk’üm diyene’’ diyebiliyor mu?

Nedim SARAL

Bu gönderiyi paylaş