Adnan BAHADIR’a Cevaben

Bu kez farklı bir şeyden bahsedeceğim. Hepimizin sahip olduğu, ancak hepimizin değerini bilmediği bir şeyden. Tahmin edemeyeceğiniz üzere, adalet anlayışına dair bir şeyler söyleyeceğim. Ne söylersem söyleyeyim, bunu güçlü kanıtlarla ya da örneklerle sabitleyemezsem inandırıcı olamayacağını çok iyi biliyorum. Bu nedenle kendime seçtiğim örnek Saral Ailesi’dir.

 

Kökeni Osmanlı Devleti’ne dayanan http://www.saralailesi.com/index.php/tarihce/ adresinden tarihi hakkında YÜZEYSEL olarak bilgi sahibi olabileceğiniz ailem üzerinden anlatmaya çalışacağım durumu. Gerek basın gerekse de kişisel çabalarınızla öğreneceğiniz üzere 1874 yılından bu yana Of ilçesi “Sarıalizadeler” olarak bilinen Saral Ailesi’nce yönetilmektedir. Kurtuluş Savaşı öncesinde Of ilçesi Rus işgali altında iken dahi, Ruslar tarafından yönetimin yine ailemizce yapılması istenmiştir. Sebebini anlayabilmemiz için o dönemlerde yaşamamıza ya da o dönemlerde yaşayan insanların dinletilerine gerek olacağını sanmıyorum. Böylesine önemli bir durum ancak ve ancak ADİL YÖNETİM ile mümkün olabilecektir, hiç şüphesiz. Aksini iddia edebilecek kişilerin art niyetinden  şüphe duymayacağımızı garanti edebiliriz.

Cumhuriyet süreciyle birlikte günümüze kadar gelen bu yönetim anlayışı kimilerince saltanat, kimilerince zorbalık olarak da değerlendirilmiştir. Bu düşünce sahiplerinin unutmuş oldukları bir gerçeği hatırlatalım: Türk halkına ne saltanat ne de zorbalıkla HÜKMEDEMEZSİNİZ. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Bu nedenle tarafımızdan asla kabul görmeyecek olan bu asılsız iddialarınız, görebilenler için  sadece “haset” olarak değer bulmaktadır. Of demişken, sanmıyorum ki ülke üzerinde yaşayan hiçbir insan bu ilçeden haberdar olmasın. Gerek nüfus, gerekse de saygınlık bakımından, en az Saral ailesi kadar önemli diğer ailelerin varlığı yadsınamaz bir gerçektir. Saral Ailesi 1874 tarihinden bu yana, bu mukaddes görevi sürdürüyorsa; Of halkının teveccühü, ailemizin nüfus ya da saygınlığından çok çok daha üstün olduğu içindir. Yine bilmeyenler için:

SARIALİZADE ÖMER LÜTFÜ BEY (1874-1926),

SARIALİZADE BAHRİ EFENDİ (1926-193),

SARIALİZADE ALİ BEY( 1934-1946),

SARIALİZADE İSMAİL  SEFA SARIALİOĞLU (1946-1973),

FUAT SARAL( 1973-1974),

İSHAK CAHİT SARIALİOĞLU (1974-1978),

EMİN SARIALİOĞLU (1978-1980),

ŞEFİK SARAL (1980-1984),

SEFER SARAL (1984-1993),

SÜLEYMAN SARIALİOĞLU (1994-1998),

SEMAHAT SARIALİOĞLU (1998-1999),

OKTAY SARAL( 1999-2011),

MURAT SARAL (2011-…)

Of Belediye Başkanı olarak görev yapan bu isimleri şeref duyarak şükranla hatırlatıyorum. Değişik siyasi düşünceler içerisinde olsalar dahi, görev yaptıkları her dönemde Of halkı için hiçbir zaman değişmeyecek Adil Yönetim anlayışının birer simgesi olarak zihinlerde yer almışlardır.

1999 yılından bu yana görevini sürdürmekte olan Oktay SARAL, Haziran ’11 seçimlerinde bir partiden milletvekili olarak aday adaylığını açıklamış ve bu nedenle görevinden istifa etmiştir. Belediye meclis üyeleri arasında bulunan Murat SARAL, belediye meclisi tarafından başkanlık ile görevlendirilmiştir. Kendisinin, bugüne kadarki adil yönetim anlayışından zerre taviz vermeden, görevini layıkıyla sürdüreceğinden zerre şüphemiz yoktur.

Ancak, 28 Mart 2011 tarihli Samsun’dan yayın yapan “Denge” isimli gazetenin yazarlarından Adnan BAHADIR isimli şahsiyet, gazetesinin adıyla çelişir  şekilde bir köşe yazısı yayımlamıştır. Normal olarak bu asılsız iddiaları, gerek ailemiz gerekse de Of halkı içerisinde hoşnut karşılanmamıştır. Öyle ki, yazısına gönderilen yorumları kendince değiştirmesi ya da yayımlamaması eleştiriye ne kadar tahammül edebildiğini ortaya koymaktadır. Ayrıca yine aynı sitede isim vermeden/veremeden yapılan diğer gülünç yorumları saymıyorum. “Özgür Basın” anlayışı bu mudur peki ? Eğer özgürlükten algımız bu ise söylenecek söz bulamıyorum doğrusu. Israrla  yazısında başka şeylerden bahsettiğini söyleyen bu zat o halde;

“Buna delil isterseniz 12 Haziran seçimlerinde milletvekilliği adaylığı için istifa eden  Belediye  Başkanı Oktay Saral’ın yerine çok aciz bir Saral  soyadını taşıyan başkanvekilinin getirilmesidir.” ifadelerini neden itinayla üstünü çizerek kullanmıştır ? Kendisine göre, bir belediye başkanı en az üniversite mezunu olmalıymış. O halde bir insanın gazetecilik yapabilmesi için üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun olmuş olması gerekmez mi ? Kendisi yaptığının farkına varmalı ve acilen özür dilemelidir. Şahsın yazısının devamını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

Böylesi bir durumla ilk kez karşılaşmadığımızı bilmenizi isterim. Bir kaç yıl önce aile bireylerimizin içerisinde bulunduğu üzücü bir olay sonrasında, yine anlam vermekte güçlük duyduğumuz asılsız iddialara maruz kalmıştık. Ve bu nedenle resmi sitemiz yoluyla aile büyüklerimizin kaleme aldığı bir BASIN BÜLTENİ yayımladık. Son olarak meydana gelen bu olayın, pek çok benzer şekilde genel seçimlere yakın bir süreçte meydana gelmiş olması oldukça düşündürücüdür.Bunu da takdirinize bırakıyorum. Son olarak:

Var ise bir güç hükmedecek, odur ki adalet ile görünecek !

Yenal SARAL

 

Bu gönderiyi paylaş